Conducta (2014) - Hâl ve Gidiş



Conducta (2014) 
Hâl ve Gidiş


Chala ve Carmela gibi insanlar; sevginin, fedakârlığın, iyiliğin, dürüstlüğün, asilliğin ve sadece kendilerinin efendisiyken… Kimi insanlar da; ya kuralsız sokağın ve acımasız bencil sinsiliğin ya da tersine kuralcı devletin güya öğretici, katı, sevgisiz ideolojik iktidarının kuklalarıdırlar. 

Filmi izledikten sonra ana karakterlerden olan Chala ve Carmela ile ilgili bu aforizma çıktı benden. Doğrudan filme gelirsek. Chala onbir yaşında ama yirmilik delikanlılardan bile daha bıçkın daha gözü pek daha zayıfın yanında daha yardımsever ve daha güzel aşık bir çocuk. Gerçi sınıfında ki aşık olduğu kız Yeni daha bir güzel. Chala annesiyle yaşıyor ve o ne yazık bir alkol ve uyuşturucu bağımlısı, sokaklarda yaşayan biri… Buna rağmen eve ekmek getiren yine de Chala. Parayı yetiştirdiği köpeklerin dövüş bahislerinden ve yine yetiştirdiği kuşlardan kazanıyor. Bahislerde ki ortağı babası olma ihtimali olan bir adam üstelik… Ama baba olmayı ne kadar hakettiğini kendi bile bilmeyen bir sorumsuz o da aynı annesi Sonia gibi. Tencere düşmüş kapağını bulmuş. Ama hayat işte, bu insanlardan da Chala gibi bir sürpriz harikalık çıkmış. Babası olma ihtimali olduğu için Chala bir an olsa da yaklaşır, sonra onun ilgisizliğine karşı isyanı yaşından beklenmeyecek, ona özgü soyluluktur…


Evinde olduğu kadar Havana’nın sokaklarında kankalarıyla beraber tekinsiz ve karmakarışık bir yaşamı var Chala’nın. Ama neyse ki okula gidiyor. Ve ne şans ki orada altın kalpli, kurallara göre değil vicdanına göre haraket eden, çocukları çok seven ama Chala’yı bir başka seven çünkü onun içinin ne kadar tertemiz olduğunu görebilen öğretmeni Carmela var. Bu yaşlı, güzel, delikanlının dibi kadını ben kendi ilkokul öğretmenime o kadar benzettim ki. Chala gibi bir ortamda büyümesem de ben de yaramaz ve söz dinlemez bir çocuktum daha okula yeni başlamışken bile. Öğretmenimle tartışıp okuldan ayrılmaya karar verdim küçük aklımla. Sonra babam imdadıma yetişti araştırdı soruşturdu ve Carmela gibi tecrübeli ve işinin ehli bir öğretmenin olduğu başka bir okula ve onun sınıfına naklimi aldırdı. Ben yeni öğretmenimi annemden bile çok sevdim. O da beni çok sevdi. Ben o sevgiyle okula gittim. Tabi onun sınıflarını bitirip yeni okula gidince sudan çıkmış balığa döndüm o ayrı. Sanki ikinci defa ana karnından sökülüp alınışım, o müthiş keyif ve sorumsuz rahatlıktan zorunlu çıkış oldu benim için. Neyse kişisel mevzularla kafanızı şişirmeyeyim. 


Filmin esas kahramanı azize Carmela öğretmen, kendi kararlarını kendi veren bir kişi. Üstelik sevgi ve şefkat dolu. Öğrencilerine de kendi gibi, birey olmayı öğretiyor. Yani çocuklara en önemli şeyi öğretiyor. Kendileri olmalarını, teslim olmamalarını ve mücadele etmelerini. Karşılarındaki kim olursa olsun. Filmin sonlarına doğru göreceksiniz ki bu filmde sadece iki kişi tek başına yürüyebiliyor; öğretmen Carmela ve öğrencisi Chala. Bir de Chala’nın sevgilisi Yeni ve onun gururlu babası. Yeni sevgilisi Chala’yı köpek dövüşünden uzaklaştırıp onu olgunlaştırmak için Jack London’un Beyaz Diş romanını çaktırmadan hediye ettiğinde ben şok sevindim, sevgi budur işte dedirtecek bir iş yaptı. Onlar kişi çünkü sadece. Diğer insanlar onlara göre, ya sokağın kuralsızlığının ya da devletin güya öğretici, katı sevgisiz ideolojik iktidarının kuklaları.


Yeni’nin babasının sözü unutulmaz bu konuda, en kötü efendiler hizmetkarlardan çıkar. Bir öğretmenle bir çocuk arasındaki şefkatli disipline harika bir örnek oluşturan, Küba sinemasının yüz akı bir film. Oyunculuklar bir harika, devamlılık cuk yerinde tam bir film bu. Havana sokaklarında dolaşan kamera kendince çok başarılı. Ama Chala’yı senaryodan bağımsız yaratan oyuncu kedi Armando Valdés Freire çok nitelikli bir iş çıkarmış küçük yaşına rağmen. Peşinden koşmaktan bıkmadığı aşkı Yeni’yi oynayan küçük güzel kız Amaly Junco da aynen öyle. Ama ama en çok ben öğretmen Carmela’ya hayran kaldım. Çünkü bu öğretmen belli ki o hiç büyümeyen çocuklardan. Oyuncu Alina Rodríguez de bunu iyi anlamış ve film başlarken ve biterken görünüveren sahnede Chala’nın öğretmenine seslenişine karşı, ona bakmadan sevinçle öyle bir hınzır gülüyor ki… Bu bakış bütün filmin harika bir özeti sanki…


Bu filmin ismini kimileri Hâl ve Gidiş olarak Türkçe’ye çevirmiş. Davranış ismi çok basit olurdu, Hâl ve Gidiş bence çok güzel olmuş. Üstelik Jean Vigo’nun Fransız hükümeti tarafından uzun bir süre yasaklanan ve sonradan bu türden birçok filme ilham kaynağı da olan Zéro de conduite: Jeunes diables au collège (1933) - Hâl ve Gidiş Sıfır filmini anımsatan isim bu filme çok iyi oturmuş hani... Aynı François Truffaut’nun Les Quatre Cents Coups (1959) - The 400 Blows filmi gibi. Ya da If…. (1968) - Ne Ekersen gibi. Sanatta esinlenme çok büyüleyici yeni sonuçlar doğurabilir, unutmayın.


Bir çocuğu büyütmek için dört şey gerekir: bir ev… bir okul… ilgi ve şefkat. Fakat bu kapının dışında, gerçek hayat var… bir öğretmen onları dışarıda nelerin beklediğini bilir.
Öğretmen Carmela






tt3595966

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Night Flight (2014) - Ya-gan-bi-haeng

Brotherly (2008) - Kısa Film

Stikk (2007) - Sting - Kısa Film