f i l m d i z i k i t a p

Hot Summer Nights (2017) IMDb Hayatımızdaki küçük tesadüfler eğer aşka veya sevgiye dair ise ne kadar büyüktürler aslında. Mükemmel babası ölen bir çocuk ve annesi dağılır bu zamansız olay karşısında. Daniel (Timothée Chalamet) odasından çıkmaz ve konuşmaz; annesi ise artık sabah içkilerine de başlamıştır. Bir değişiklik olsun diye annesi Daniel ’i Boston’un Cod Burnu’nda ki deniz kasabasına teyzesinin yanına yollar. Kasabanın yerlileri arasına yazlıkçı olarak katılan çekingen Daniel için böylece sıcak yaz geceleri başlar. Kasabanın en ilgi çekici genç erkeği Hunter (Alex Roe) ve herkesin arzuladığı genç kızı ise McKayla (Maika Monroe) kardeştirler ve annelerinin ölümünden beri birbirleriyle konuşmamaktadırlar.  İkisinin hakkında da kasaba efsaneleri dillerde dolaşır durur. İşte kasabanın yenisi  Daniel bu iki ilginç tiple de ayrı ayrı tanışır bir tesadüf. Hunter ’la iş ilişkisine girer, McKayla ile ise aşk ilişkisine.  Her iki il

The Durrells (2016) I MDb Epeyce bir yer gezdim, kendi çapımda. Seyyah olmak mı; yoksa değişik yerleri bir sanatçının gözünden seyretmek veya edebiyatçının yorumları, betimlemeleri ve kurguları ile okuyup, oturup tatlı tatlı düşünmek mi bir kadeh içki eşliğinde? Kendimle ilgili güzel bir haber almıştım bu gün ve bu diziye tesadüf ettim. Yunan adaları ve Ege aşkını tattırdı… Bu dizi Korfu adasında geçiyor. Adayı görmüş kadar oluyor insan güzel planlarda.   İngiliz bir ailenin babalarını kaybetmeleri ve düştükleri maddi sıkıntılar sonucunda Güney İngiltere’nin güzel beldesi Bournemouth’daki evlerini satıp ucuz olduğu için Korfu adasına taşınmaları ile başlıyor dizi. Anne, Louisa Durrell ’ın (Keeley Hawes) dört çocuğu var deli gibi düşkün olduğu. Üç erkek bir kız. Kız, Margo (Daisy Waterstone) kendine kalın kafalı diyen aşk delisi on altı yaşında tatlı bir çatlak.  Oğlanlardan büyük olan Lawrence (Josh O’Connor) toplum kurallarına aykırı olmayı seven özellik

Anne with an E (2017) IMDb İnsanın içini kıpır kıpır eden, neşelendiren son zamanlarda izlediğim en güzel dizilerden biri. Mutluluk nedir diye çok düşünmüşümdür. Bir çok tanımı veya açıklaması yapılabilir bunun. Bir tanesi de aşk hali olmalı. Bir insana karşı duyulabilir bu sevgi, bir ağaca, bir nehire, nehirin üstünde uçan kazlara ya da en iyisi bütün bir âleme. İşte dizinin kahramanı, şirin mi şirin, akıllı ve durmadan konuşan ama her söylediği kelime derin anlamlar yükleniyor tatlı dilinden döküverirken. Bu küçük kız Anne Shirley. Muazzam bir hayal gücüne sahip, cesur, tutkulu, neşeli, büyülü ve üstelik komik ama ne yazık yetim bir kız Anne. Dizi 1890’lar İngiltere'sinde geçmektedir. Yetimhanede kalırken, evlenmemiş yaşlı kuralcı bir kadın ile onun yumuşak kalpli bekar erkek kardeşinin yanına evlatlık olarak gönderilir. Ama onlar çiftlik işlerine yardım etmesi için oğlan bir çocuk beklemektedirler. Kocaman mavi gözleri, kızıl saçları ve

Pride (2014) Onur  IMDb Yıl 1984 İngiltere ve her şey değişmektedir muhafazakar partinin mutlak iktidarıyla. Margaret Thatcher madencilerden nefret etmektedir. Eşcinseller de Thatcher’dan, bu durumda 1984 Londra Gay Lezbiyen Onur (Pride) Yürüyüşü nde grevdeki madencilere destek için rengarenk kovalar içinde para toplanır. Gay ve lezbiyen aktivistlerin güçlerini maden işçileri ile birleştirerek, hem politik engelleri, hem de ön yargıları aşmalarının gerçek ve renkli hikayesini anlatan, harika bir İngiliz Sineması örneği. tt3169706