Giant Little Ones (2018)



Giant Little Ones (2018)

IMDb

sonsuza dek seni seviyorum


Böyle diyebilen insanlar ne güzeldir, sevdiler mi severler ve ne olursa olsun bu ömür boyu sürer gider. Franky böyle biri işte. Tertemiz parlak bir yüz, hep güzel bakan ışıltılı gözler, samimi, dürüst, bazen tatlı çok şaşkın, üzüldüğünde ağlayabilecek kadar cesur bi onaltı ve onun onyedinci yaşgününe hazırlanıyoruz. Filmin ikinci esas oğlanı Franky’nin kendi deyimi ile, hayatının nerdeyse tamamında beraber olduğu en samimi arkadaşı yüzme takımının kaptanı Ballas. Franky de yüzme takımında ama sadece Ballas orda diyemi ne sanki.


Onlar herşeyi birbirlerine anlatırlar. Ama Ballas’ın tek anlattığı kızlar üzerinde aldığı skorlar. Beraber yaptıkları erkekçe işler, doğum günü gecesinin nihayetinde kafaları iyiyken, aynı yatakta yatarken yaşadıkları sıra dışı olaya yol açar ve bunu yapan Ballas yaptığını inkâr eder. Bundan sonra Franky hep sakin kalsa da Ballas giderek olayı adeta çığrından çıkarıp çirkinleştirir. Ve onun kişiliğinde, homofobik kişilerin aslında nasıl gerçek şerefsiz acımasızlar olduklarını ortaya saçılıverir.


Ballas aslında iyi biriydi yani ve kendi isteği ile Franky’le yapacağını yaptı ve sonra bunu Franky yapmış gibi herkese yaydı. İçindeki homofobi onun iyi yanını yiyip yuttu ve geriye kötü bir canavar kaldı adeta. Misalen aynı yüzme takımında olan gay birine zorbalık yapıldığında onu herkese karşı tek başına korurken, onun nezdinde meşum olay yaşandıktan sonra, kendi çocukluk arkadaşının yumruklanmasını izleyebilecek kadar duygusuzlaşabildi. Bu nasıl bir korku? Bu korku nasıl olamayacak bir mertebede nefrete erişebiliyor.


Aslında hep kendi içimizde savaşırız da bunu da sanki dışardan bir düşmanla yapıyormuş havasına gireriz ya. İşte dallama Ballas’ın yaptığı da tam bu. Franky’nin en iyi dostlarından biri Ballas’ın kız kardeşi Natasha. Bu kız tam bir çılgın, cesur ve hafif alkolik, bir ara Franky ile işi epey ilerletirler de o ayrı. Onun yorumuyla abisi Ballas, hep yapan sonra yaptığını inkâr eden bir korkak. Bu arada içi iyilik dolu Franky’i en iyi tanıyan ve anlayan en sıkı dostlarından biri de okuldan arkadaşı butch lezbiyen Mouse. Onunla aralarında geçen diyalogda kızın söylediği sözler filmin mottoosu sanki.


Mouse - Bunu kabullenmen lazım kuir olduğunu.
Franky - Kuir falan değilim.
Mouse - Hadi ama . Sen ve Ballas hetero erkeklerin yapmadığı bir şey yaptınız. Yarın başın dik şekilde oraya git. Orta parmağın havada olsun. “Merhaba ve siktir git” diye cevap ver. Seni etkileyemediklerini görürler. Walter Tang’a bak yedinci sınıftan beri rimel sürüp İngiltere kraliçesinden daha fazla takı takıyor ve kimse birşey demiyor çünkü bunu gururla yapıyor.



Bir erkek için evi terk eden babasıyla Franky’nin ilişkileri filmin ikinci düğüm noktası. Onunla diyalogları harika öğreticiydi. Franky sonunda kendi gibi olan babasını bulup barışabilecek ve onu sevebilecek mi acaba? Filmin sürprizi ve pek rastlanmayan sıra dışı senaryo başarısı da bu olsa gerek. Filmin sonu bir harikaydı. Dünyaya atılan havai fişeklerdi Franky’nin cesareti. Bu kendini bulma keşfetme sınanma sürecinde en ağır yükü Franky taşıyor kuşkusuz.


Bu işi üstlenen tüm filmlerinde olduğu gibi olağanüstü sade ve rahat oynayan ama karakterleri adeta tekrardan yaratan başarılı oyuncu Josh Wiggins silkeleyip atmış. Helâl diyorum ben de. ona. Onun izlediğim diğer filmleri olan Lost in the Sun (2016), Mean Dreams (2016), Walking Out (2017) ve The Bachelors (2017). özgün ve kaliteliydi. Diğer tüm oyuncular da aynı mesabede kalibresi yüksek işler çıkarmışlar. Bu işte Kanadalı yönetmen Keith Behrman’ın esas pay sanırım. Görüntüler ışık kullanımı ve çok iyi müzikler enfes uyumluydu bu nedenle güzel filme verilen tüm emekler festivallerde aldığı ilgiyle karşılık bulmuş. Film !f istanbul’da da gösterildi.





tt4481066

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Night Flight (2014) - Ya-gan-bi-haeng

Brotherly (2008) - Kısa Film

Stikk (2007) - Sting - Kısa Film