Breakthrough (2019) - İnancın Mucizesi


Breakthrough (2019)
İnancın Mucizesi
 
IMDb

John Smith ondört yaşında, Joyce Smith ve eşi Brian tarafından evlat edinilmiş bir çocuk. John okulda sevilen ve çok iyi basketbol oynayan bir sporcu, mutlu bir ailesi var ama biyolojik annesini tanıyamamış olmanın eksikliğini ve öfkesini üzerinden hiç atamıyor. Bu nedenle büyüdükçe hırsını dizginlemekte güçlük çektiği anlar ve hatta onu çok seven annesine karşı ilgisiz kaldığı zamanlar bile oluyor.


Bir gün okul çıkışı arkadaşlarıyla buz tutmuş Missouri gölüne giderler, ergenliğin verdiği enerji ve aldırmazlıkla çevreden gelen uyarılara kulak tıkayıp, kaymaya birbirlerini kovalamaya başlarlar ki buzun inceldiği bir yerde üçü de buz gibi suyu boylarlar. Dibi karanlık ve soğuk delikten çıkmaya çalışırlarken çocuklar, John arkadaşına yardım edeyim derken karanlığın dibine doğru dalar, arkadaşları ona ulaşamazlar.



Gelen kurtarma ekibi bir şans ya da mucize eseri mi demeli onu bulduğunda suyun altında 15 dakika nefessiz kalmıştır. Hastaneye oradan kardiyoloji merkezine… Öldü sanılan çocuk annesinin duasıyla nefes almaya başlasa da yaşaması için umut olmadığı söylenir doktorlar tarafından. Ama annesi bunu hiç mi hiç kabul etmez. Pes etmez çünkü dünyada ki tek aşkı tek umudu -Tanrıdan sonra- biricik oğludur. Dualar eder, dualara ve bu umuda başkaları da katılır. Hastane önünde şarkılar, mumlar… John için yaşamla ölüm arasında geçen bu zaman… Ve sonuçta değişen yaşamı…


Şimdi bu filmin en ilginç tarafı gerçek bir olaya dayanıyor olması. Joyce Smith'in The Impossible: The Miraculous Story of a Mother’s Faith and Her Child’s Resurrection adlı biyografik kitabından sinemaya uyarlanan film, bütün dünyada bir ilham kaynağına dönüşen anne ve oğlunun kurtuluş hikayesini anlatıyor. İster bu tür mucizelere inanıyor olun ya da bir tesadüf olduğunu düşünün… İnsanlar arasında fizik veya metafizik bir etkileşim ya da iletişim neyse artık, olduğu bence kesin.


Basit bir misâl, ben tuttuğum takımın maçlarına gittiğimde coşkulu tezahürat anlarında orada bulanan herkesle bütünleştiğimi hisseder duygu patlamaları yaşarım ve hatta gözlerim yaşarır. Neden başka takımın maçlarında olmuyor bana bu? Ne bu? Neden futbolcular kendi saha ve seyircileri önünde hele coşkulu bir taraftara sahipseler daha iyi oynar ve kazanırlar. Hani futbol akıl oyunuydu. Bunlar birey de olsak, toplumsal bir hayvan da; aramızda hep bir bağ olduğunu gösteriyor, ama olumlu ama olumsuz. Homo homini lupus, Thomas Hobbes (1588-1679)’un dediği gibi, İnsan insanın kurdudur. Doğru olabilir ama belki de esasen insan insanın ilacı ve tek yoldaşıdır.



Oyunculuklarda; anne Joyce Smith rolünde, This is Us (2016) dizisi ile tanıdığımız Altın Küre adaylığı bulunan başarılı oyuncu Chrissy Metz baya iyiydi. Ama asıl merkezde olan John Smith’e hayat veren genç oyuncu Marcel Ruiz’in gerçekten başarılı performansı. Onu da One Day at a Time (2017-2019) Netflix’te yayınlanan diziden hatırlıyorum ama kahkaha efektli olduğu için diziyi izlemeyi tamamlayamamıştım. Kısacası klişelerle dolu da olsa ve film sanatı açısından bir bukle olmasa da, merak uyandırıcı özgün konusuyla sıkmadan kendini izlettiren bir film. Ben hep olduğu gibi epey de ağladım, nedense?


tt7083526

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Night Flight (2014) - Ya-gan-bi-haeng

Brotherly (2008) - Kısa Film

Stikk (2007) - Sting - Kısa Film