Just Charlie (2017)


Just Charlie (2017)


Küçük bir İngiliz banliyösünde yaşayan futbol yıldızı Charlie (Harry Gilby), burs ile yeni bir takıma gitmeye hazırlanırken, aynaya baktığında bir oğlan çocuğunun vücuduna hapsolmuş bir kız olduğu gerçeği ile yüzleşir, bu durum genç yaşta babasının ve okul çevresinin beklentilerini karşılamak mı yoksa kendi gerçeğini yaşamak mı ikileminde büyük değişimine yelken açar.


Sadece Charlie filmi adı gibi basit bir hikâyeyi sade bir şekilde anlatıyor. Bu hikâye kendini kabul etmekle ve bunun toplumsal eleştirisiyle ilgili, çünkü hep başkaları da var hayatımızda; okul, aile vesaire. Kendimize kabul ettirmek zorken kendimizi bir de onlara yaranmak zorundayız. Charlie, bu boğuşma altında sadece bir soru sorulduğunda konuşma hakkına sahip hisseder kendini. O zaman bile basit bir evet veya hayır ile cevap verir. Zor zamanlar onu beklemektedir.


Ablasının kıyafetlerini alır, ormana gider ve dener onları. Ormanın vahşi el değmemiş ortamında trans kimliği de açığa çıkıverir, kim olduğunu anlar. Aile kendileri için yeni olan bu kimlik konusunda ikiye bölünür. Annesi hüzünlenir, ablası şaşırır ancak ikisi de cesurca destekler onu. Ama babası kabullenemez bu yeni durumu; küçük oğlu nasıl küçük kızı olur? Okulda alay konusu olur, dışlanır ağlatırlar onu. Kendi için azim ama en çok da çevresinin hoşgörüsüne ihtiyacı vardır. Olmaz hatta daha kötüsü olur.


Önemli sahnelerden biri, testosteronun erkek vücuduna salınmasını durduracak “ergenlik engelleyicileri” veya ilaçları ile ilgili danışmaya gitttikleri doktor. Böylece, ergenlere cinsiyet kimlikleri hakkında düşünmeleri için zaman tanınmaktadır. Film bunları açıkça anlatmasa da kısaca bahsediyor. Önemli ve can alıcı anları güzelce hissettiriyor. Böylece bunları düşünmenizi sağlıyor.


Charlie çok tatlı, kalabalıklara uymayan özgün kişiliği ile çok da değişik ama dürüst, erkek bedeninde bir kız ve futbolu çok seven ve çok iyi oynayan bir güzellik. Her yönüyle, hayatın sıkıcı tekdüze boktan gidişatına aykırı tertemiz ve güzel kokulu bir çiçek gibi âdeta. Ama çiçek zannedip yanılmayın, orta saha oyuncusu olmasına rağmen kaleye vuruşları da sıkı ha. Delikanlı bir kız yani, konuşması, ses tonu, yürüyüşü, haraketleri herşeyi kendine özgü, taklitsiz, kendi olabilmeyi becerebilmiş nadir insanlardan, üstelik o yaşta. 


Peter Machen'in senaryosu, bir trans bireyin dönüşüm sürecini basit gerçeği ile hikâyeleştirmiş ve bu süreçte ailenin öneminin altını güzelce çizmiş. Yönetmen Rebekah Fortune’da bunu aynı sadelikle anlatmış. Ama Harry Gilby’nin bu ilk uzun filmindeki müthiş performansı filme asıl dramatik ve duygusal canı katmış. O olmasa belgeselden öteye geçemezdi. Gilby hem fiziği ile hem yüreği ile oynamış ve çok iyi bir iş çıkarmış. Yeni filmlerinde görmek umuduyla selam olsun ona.

Ne yazık filmin henüz Türkçe altyazısı yok.

[Çevirmen gitarisyen sayesinde artık var.]







tt4838248

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Night Flight (2014) - Ya-gan-bi-haeng

Brotherly (2008) - Kısa Film

Stikk (2007) - Sting - Kısa Film