The Christmas Chronicles (2018)
The Christmas Chronicles (2018)
Kendine İnanmalısın
Yaklaşan Noel’e bir gönderme daha eklendi Netflix’in yeni orjinal yapımı The Christmas Chronicles ile. Filmin konusu; Pierce ailesi bir erkek ve yeni doğan kız çocukları ile 2006 yılından başlayarak babalarının o zamanlar için bile eski model olan kamerası ile bütün Noellerini her yıl kayda alarak yılların hızlıca geçmesiyle çocuklarını büyütürler. 2018 Noel arifesine geliyoruz. Esas maceranın başlayacağı Noel tatiline yani.
Evin büyük çocuğu Teddy biraz sorunlu bir ergen olup çıkmıştır, sert görünüşünün arkasında başka şeyler gizlemeye çalışır. Meğer derdi başkaymış film bitince anlarız ancak. Kız kardeşi Kate çoğu kız çocuğu gibi hayata hem gerçekçi gerektiğinde duygusal bakmayı da becerebilen cimcime bir kız. Bu nedenle Noel Babanın gerçek olduğuna inanmaktadır. Abisine de bunu inandırmak ister. Bir şekilde onu ikna eder ve babalarının kamerasıyla kayda başlarlar.
Noellerde geçen bir kronik Noel Babasız olmaz tabi. Çocukların istekleri bitmez çünkü. Büyümek için çok şeye ihtiyacımız var. En çok da hayallere tabi. Mesela çocukların hayallerini bilen biri olsa. İşte bu filmde ki Noel Baba bunların hepsini biliyor. Bu macera Teddy ve Kate‘in Ren geyiklerinin çektiği Noel Babanın kızağına binmeleri ve kazaya neden olmalarıyla yepyeni bir mecraya bürünür. Kızağından yoksun Noel Baba ve iki çocuk Noeli kurtarabilecek mi?
Film esasen üç karakter etrafında dönüyor. Teddy rolünde, Judah Lewis izlediğim diğer üç filmi olan Demolition (2015); The Babysitter (2017) ve Summer of 84 (2018)’de olduğu gibi yine çok başarılı ve çok tatlı. Tip olarak olarak olmasa da gözleriyle böyle garip karakterleri çok iyi canlandırıyor. Küçük tatlı kız Kate’i canlandıran Darby Camp’da bu zor işin altından gayet güzel kalkmış. Noel Babamız, deneyimli aktör Kurt Russell ve sakalları oldukça iyiydiler.
Bu arada elf’lere bayıldım. Sonradan çıktılar ama başrolü kaptılar. Tabii uçan Ren geyiklerini de unutmamak gerek. Filmin başarısında en büyük rol kuşkusuz rüyamsı mekânlar (özellikle Noel Baba’nın çalışma ofisine bayıldım) ve canlandırmaların çok güzel olmasıydı. Kızakla yapılan yolculuklarda ki şehir panaromaları çok iyiydi. Kısaca sabun köpüğü de olsa hiç sıkmadan ve merakla kendini izlettiren güzel bir film olmuş.
tt2990140
Yorumlar
Yorum Gönder