Simon Spier onyedi yaşında kendi deyimiyle, son derece normal bir hayatı olan lise öğrencisi. Çok anlayışlı bir annesi Emily (Jennifer Garner) ve babası Jack (Josh Duhamel), sevdiği bir kız kardeşi ve her sabah beraber okula gittiği, hep beraber takıldıkları üç arkadaşı var. Hele biri, yani Leah’la (Katherine Langford) onüç yıldır gece gündüz beraberdirler (13 reasons why’dan mülhem olsa gerek).
Ama Simon’un çok büyük bir sırrı var. O bir gay ve bunu kimseye açıklamak istemiyor. Heteroların tercihlerini itiraf etmek zorunda olmadıkları halde gaylerin böyle bir zorunluluğa tabi olmasını kabullenemiyor. Belki de bu bir bahane, aslında hayatında ki alışkanlıkların yani arkadaşlıklarının ve aile ilişkilerinin değişmesini istemiyor ya da henüz bunu göze alamıyor.
Birgün okulun dedikodu sitesinde isimsiz bir gay kendini açıklar ve mail adresini verir. Böylece Simon ve meçhul gay yazışmaya başlarlar. İlk gay olduğunu nasıl fark ettin, kimleri beğenirdin tarzı sohbetlerle ikisi de kendilerini daha iyi hissetmeye başlar ve yakınlaşırlar. En önemlisi kendilerini kabul etmeye başlarlar. Freud’u doğru anladıysam eğer, bütün anksiyeteler kendini kabul edememek ve toplumsal kabullere teslim olup onların esiri gibi yaşamaktan kaynaklanıyormuş.
Ve bu kimi kişilerde daha ağır sonuçlar doğurabiliyor. Oysa cesur deliler mutlular çünkü hayatla barışıklar ve kendileriyle kavga etmiyorlar. Öldüren kavga insanın kendisiyle kavgasıdır zira. Başka kimse bir insanı zannedildiğinin aksine kolay kolay öldüremez. Bu arada meçhul gay mavi ile yazışırken Simon'un seçtiği nick Jacque, babasının adı Jack.
Lisede açılamamış bir gay karakterin neler yaşayabileceğini tatlı tatlı anlatan bir hikaye. Tabii Simon rolünü Nick Robinson’un oynuyor olması çok güzel oturmuş. İlk seyrettiğim filmi olan The Kings of Summer (2013)’da vurulmuştum oyunculuğuna ve ona. Burda da çok iyi. Bir ayrıntı mı bilemem ama diğer filmlerine göre yüzü çok solgun ve göz altları çöküktü. Ben bunu filmde ki bir diyaloga bağladım. Annesi gay olduğunu öğrendikten sonra, Simon merakla, biliyor muydun, diye sorar annesine. Annesi ise; çocukken çok dertsiz tasasız bir çocuktun, son yıllarda nefesini tutuyor gibiydin, ama artık rahat bir nefes alabilirsin, uzun zamandır olmadığı kadar, diye cevap verir. Bu nefes alamama hali belki de yüzüne yansıtılmış diye düşündüm.
Bitmese diye durdura durdura izledim filmi. Konu ilgi alanımda olduğu için belki ya da gay karakterlerin artık ana akım hollywood filmlerinde ve dizilerde karikatürize edilmeden işlenmeye başlamasının sevinciyle. Film beylik klişelere farklı bir bakış açısını gayet güzel oturtarak, bak bu da var işte diyor. Ve bence güzel diyor. Son olarak filmin bonusu Martin karakteriyle Logan Miller’dı.
Night Flight (2014) Ya-gan-bi-haeng IMDb MDL Filmi epey süre önce online izlemiş ve çok beğenmiştim. Sonra indirip arşivledim ve bir daha izlemek için epey süre geçti. Bugünlere nasipmiş. Ve ikinci defa seyri ve unutulmasın diye hakkında birşeyler karalamayı fazlasıyla hakediyormuş. Çünkü bir çocukluk aşkına dair güzel ve değişik bir film bu. Çocukluk aşkı kadar heyecan verici, güzel ve biricik bir şey yoktur bana göre. Bu anlar unutulup gitmez de devam ederse ve hele karşılık bulursa insanın bütün yaşamını mutluluk kaplar ama tek taraflı kalırsa bu da tam bir yıkım her halde. Yong-ju Shin tam da bunları yaşayan biri, bir türlü çocukluk aşkını unutamaz. Eski anıları hatırlar, sevdiğinin çocukluğundan beri çektiği fotoğraflarına bakar durur. Üç genç erkek çocuğu Yong-ju, Gi-Woong ve Gi-Taek , ortaokulda en iyi arkadaştırlar. Ama zamanla babası eylemci bir sendikacı olan Gi-Woong , onlardan kopar hatta hayattan kopar. Okulda zorbalık görmeye başlar ve arkadaş
Brotherly (2008) Kısa Film IMDb Brotherly 1970’li yıllarda Ohio’da iki kardeşin gerçek hikayesine dayanan kısa film. Alkolik ebeveynlerinin ilgisizliği ve sevgisizliği sonucunda sorunlar yaşayan on yaşındaki Paul geceleri baba ve annesinin kendisinden nefret ettiği kâbuslar görür ve altını ıslatır. Bu durumda ona abisi Michael yardımcı olur. Paul onun yanında yatmaya başlar ve onun koruyuculuğuna sığınır. Sonuçta aralarında kardeşçe sevginin geleneksel sınırlarının ötesine geçen sıradışı bir yakınlaşma gerçekleşir. Bu yaşananları en iyi anım olarak niteleyen Paul yıllar sonra kırk yaşına geldiğinde bu olan biteni bir görüşmede anlatır. 11dk. YouTube Bağlantısı Bağlantısı tt1210796
Stikk (2007) Sting Kısa Film IMDb On üç yaşında ki Alexander (Glenn André Viste Bøe) sekizinci sınıftaki oğlanların en ufak tefek olanıdır. Sınıfın sert görünümlü kaşar kızı duş alırken onun videosunu çeker ve bunu herkesle paylaşır. Bundan sonra Alexander ’a “Mini” lakabını takarlar. Bu zorbalık ve küçük düşürücü alaylara karşı Alexander çok utanır ve ne yapacağını bilemez. Ta ki sınıfa yeni gelen bir öğrenci (Kristoffer Bjerga) onunla arkadaş olana kadar. Yeni öğrenci de daha önce bulunduğu okullarda ötekileştirilmiş, dışlanmış ve hakarete uğramıştır. Ancak farklı olarak Alexander gibi çekingen ve utangaç değildir. Böylece Alexander ’la aralarında dostluk oluşur ve zorbalara karşı birlikte birşeyler yapmaya karar verdiklerinde artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Vigdis Nielsen'in yazıp yönettiği bu Norveç filmi okullarda ki zobalıklara ve şidddetin şiddet doğurması olgusuna dikkat çekiyor. 17 dakikalık kısa film hem ulusal hem de ul
Yorumlar
Yorum Gönder