A Very English Scandal (2018)


A Very English Scandal (2018)

BBC One’ın 3 bölümlük mini dizisi A Very English Scandal, John Preston'un aynı adlı kitabından uyarlanmış sürpriz bir diziydi bana göre. Nedeni ilginç konusu ve birbirine benzemez iki sevdiğim oyuncu olan, Hugh Grant ile Ben Whishaw’u buluşturması. Hugh Grant zaten oynadığı enfes romantik komedi filmleriyle kendini kanıtlamış bir oyuncu.


Ben Whishaw da, başarılı ve ilginç bir oyuncu; dikkatimi çeken özelliği, tipi ile oynadığı karakterlerin bence uyuşmamasına rağmen öyle başarılı bütünleşiyor ki rolle, teatral açıdan izlenmesi çok zevkli bir iş çıkıyor ortaya. London Spy (2015) izlediğim diğer dizisiydi ve orda da çok başarılıydı. 


Gerçek yaşamdan uyarlanan dizide; Parlemento üyesi Jeremy Thorpe (Hugh Grant) Liberal Parti’nin genç lideri, İngiltere’de eşcinselliğin suç olduğu yıllarda Norman Scott (Ben Whishaw) ile ilişki yaşıyor ve sonrasında bunun duyulmasından korkarak onu öldürtmeye kalkıyor. Dizinin konusu; adam öldürmeye azmettirme ve komplo kurma suçlamalarıyla yargılanan ilk İngiliz siyasetçisi olan Jeremy Thorpe skandalı. 


Tabi esas önemlisi ince İngiliz esprileri ve kaliteli olay örgüsü. Özellikle son bölümdeki mahkeme sahneleri ve konuşmalar çok etkileyiciydi. Ama jüri karar vermeden önce mahkeme başkanının yaptığı konuşma ise, sanırım asıl skandaldı.


Bir taraftan da fonda 1979 İngilteresi ve çok güzel Londra manzaraları, özellikle de harika mimarisi. Margaret Thatcher’lı yıllar ve dünyanın hızla muhafazakarlaşması. Tabi aslında bu muhafazakar liberal ekonomiye geçiş adı altında yepyeni ve kaotik bir dünya düzenine geçiş hazırlıkları.


Kimin işine geldi bütün bunlar? Belki ölmesi gereken şeyler ölmedi, yaşaması gerekenler de öldü; hep olduğu gibi. Ama Darwin’in doğal seçmesi eğer insan biyolojisi veya toplumsal yapısı için de geçerliyse, o zaman ne demeli?


Bir de bireysellik açısından cinsel iştah insana neler yaşatıyor diye düşündürüyor dizi. Kimisine Jeremy Thorpe’da olduğu gibi tehlikeli ve sonu insan yaşamına bile kastettirebilecek maceralar. Tabi insan isteklerine gem vurursa da, bütün bir yaşamı monoton bir döngü olarak geçiyor.


Dizi biterken Hugh Grant’ın müstehzi gülüşü aklıma şu soruyu getirdi. Jeremy Thorpe gerçekten de aşık olmuş muydu Norman Scott’a. Ve öyle olduğu için mi ölmesini istedi ve hala aşık mı? Ne biçim bir yer bu dünya dedirtiyor bu sorular insana.




tt6938856

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Night Flight (2014) - Ya-gan-bi-haeng

Brotherly (2008) - Kısa Film

Stikk (2007) - Sting - Kısa Film